Ah Bu Yönetici Atama

Ah Bu Yönetici Atama

Milli Eğitim camiamızda gündemi uzun süredir meşgul eden yönetici atama süreci Milli Eğitim Bakanlığımızın ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerimizin yaptıkları çalışma ile sona yaklaşmaktadır. Yönetici atama sürecinin son adımını ise müdür başyardımcılığı atam

Müdür ve Müdür Yardımcıları atamalarında yapılan başarılı çalışmaları takdir ediyor ve müdür başyardımcısı atamalarında da sürecin aynı objektiflikle tamamlanacağına inanıyoruz.
2009 - 2010 eğitim - öğretim yılının 2. döneminin başlaması ile birlikte yeni atanan okul müdürlerimiz görevlerine başladılar. Yönetici atama sürecinin devamında ise 17 Mart 2010 tarihi ile müdür yardımcısı atamaları yapıldı. Atanan müdür yardımcıları ise 29 Mart tarihinden itibaren görevlerine başlayacaklardır. (istisnalar kaideyi bozmaz.) Tüm atanan arkadaşlarımıza yeni görevlerinde başarılar diliyor ve yeni yüzlerin eğitim sistemimiz açısından yeni bir soluk olacağına inanıyoruz.
Milli Eğitim Sistemimizin sorunu bazı kesimlerce sadece yönetici atama olarak algılanmış ve gündem sürekli bu kısır döngü içerisinde tutulmaya çalışılmıştır. Bu kısır döngü hala iptal çığırtkanlığı ile devam etmektedir ki, bunun ne eğitim camiasına bir katkısı olacaktır ne de bu çığırtkanlığı yapanlara... ( Burada sözümüz gerçekten mağduriyet yaşayanlara değildir elbette. )
Tüm kesimlerce eğitim tarihimizin tartışmasız en adil yönetmeliği kabul edilen "Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği" anlaşılamaz bazı kesimlerce sürekli tartışılmaktadır. Ucuz bahanelerle yapılan atamaların iptali konuşulmaktadır. Unutulmamalıdır ki bir zamanlar yönetici atamaları siyasi partilerin ilçe teşkilatlarınca verilen listeler doğrultusunda yapılmakta iken bu siyasi partilerin uzantıları bu gün sınavla yapılan atamaları nereden bir eksik bulsak da şu atamaları iptal ettirsek diyerek avukat kapısı aşındırmaktadır.
Acaba bu eğitim kaosçuları atama sisteminden mi rahatsız yoksa atananlardan mı rahatsız?
Cevabı söylemeye gerek bulmuyoruz. çünkü sorunun cevabı kendi içindedir. Bu amacı olmayan basit oyunlar elbette kendi ayaklarına dolacaktır. Ve hak eden, hak ettiği yerde durmaya devam edecektir. Eğitim sistemimize bilimsel ve akademik hiç bir katkısı bulunmayan bu sivil toplum kuruluşlarına ne yazık ki bazı haber siteleri payanda olmaktadır. Bu ucuz oyunların elbette ki başı olmadığı gibi sonu da olmayacaktır.
Bizler asıl işimiz olan eğitimciliğe ve eğitim yöneticiliğine dönelim ve bu konuda geleceğimiz olan evlatlarımıza nasıl faydalı olabiliriz? Diyerek fikirlerimizi konuşturalım.
Birçok okulumuz maddi açıdan sıkıntılarla boğuşmaktadır. Bu sıkıntılarını ise velilerimizden topladıkları bağışlarla, kermeslerle, kantin gelirleri ile aşmaya çalışmaktadırlar. Maddi sıkıntıların yanı sıra personel eksikliği de farklı bir sorun oluşturmaktadır. Birçok idareci arkadaşımız idareciliğinin yanı sıra okullarında memurluk yükünü sırtlamaktadır. Personel maaşlarının hazırlaması ki bu kadrolu öğretmenler, sözleşmeli öğretmenler, ücretli öğretmenler, emekli dönüşü, usta öğretici ve temizlik personeli maaşları, sigortaları olarak çok emek harcanan bir durum oluşturmaktadır. Personel işlerini yapan bir kişi olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim. Hele bir de saatlerce imza için bekliyorsan vay haline!
Birçok okulumuz da güvenlik personelinin olmaması aynı zaman da idarecilerimize bir kolluk kuvveti görevini yüklemektedir ki, bu da her an her durumla karşı karşıya kalacağın anlamını taşımaktadır.
Ama en önemlisi okulunu her zaman temiz tutmak zorundasın. Nasıl mı? Eee yöneticisin onu da sen bul. Yoksa bu işin ucu soruşturmaya kadar gider Maazallah.
Okulların açılmadan önce ki cumartesi - pazar okulda olacaksın. çünkü denetlenecek okulun. Bu günler de ek ders mi? Adını bile anma bu sefer de senden olsun.
Bu yoğunluğun arasında işini günü bırakacaksın. Ara sırada derse gireceksin.
Hele bir de ikili eğitimi olan bir okul da isen işin mesai saatlerini de aşacaksın. Farklı bir ücret bekleme o da yok tabii ki.
Eğitim yöneticilerimiz açısından bu sorunlar elbette ki karşılaşılacakları sorunların tamamı değildir. Bunlar gibi birçok sorun her zaman karşımıza çıkacaktır. Bizlerden size söylenecek tek söz “Rabbim yardımcınız olsun” demek
Bu kadar sorun varken eğitimde kaliteyi arttırmak için çaba harcamaya, fikir üretmeye elbette zaman olmayacaktır.
Ne zaman ki bu sorunlar aşılır. Bizler o zaman okul idarecisi değil, Akademik anlam da Eğitim Yöneticisi oluruz...
Saygılarımla…
Melih DURMAZ
kamudanhaber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.