4+4+4 için bir nesil feda mı edilecek?..
4+4+4 fırtınası biraz dindi gibi görünse de, ateş düştüğü yeri yakar misali, o yaşta çocuğu olanlar için hâlâ en önemli sorunların başında geliyor.
Veliler gibi tedirgin olan bir başka kesim de öğretmenler. Gelecek yıl, nasıl bir tablo ile karşılaşacağını bilmeyen on binlerce öğretmen var.
3, 4 yıldır öğrenim gördüğü okulunu, tatil dönüşünde, başka bir tabela ile görenler de hiç şaşırmasın. Hatta şimdiden kendilerine yeni okul arasın!..
Yaş farkı ne olacak?
4+4+4’ün en büyük sıkıntısını, bu yıl okula başlayacak öğrenciler çekecek. Nasıl bir müfredat uygulanacağı, kimlerin derse gireceği, daha da önemlisi, aynı sınıftaki yaş ve eğitim farklılığının nasıl tolere edileceği konusunda hiçbir bilgi yok.
İsterseniz gelin önce yüz binlerce velinin tedirginliğine tercüman olan aşağıdaki satırları okuyalım, sonra da bir neslin nasıl feda edileceğini hep birlikte görelim:
“2005 yılı kasım ayı doğumlu çocuğumu, aynı yılın ocak, şubat, mart aylarında doğan çocukların, yoğun olduğu anasınıfına sokamadım. Çocuk baş edemedi ve günlerce kendini yerden yere attı, tehditlerle sınıfa koydum, üstelik oyuncaklarla dolu sınıfa. Şimdi 66 aylık bir çocuk, benim 80 aylık çocuğumla, nasıl aynı sınıfa girecek? Eminim ki çok ağlayacak!
Öğretmen, bu iki yaş aralığına nasıl hitap edecek, nasıl oyalayacak? Biri zaman kaybederken, diğeri başarısızlığı tadacak, başarmanın mutluluğu varken!
İki yaş aralığına, farklı program uygulanıp, neden geçiş yılı yapılmıyor? Birileri bize bunu açıklasın ve ikna etsin. 4+4+4 denince, lütfen başka başka şeyler anlatmasın!..”
Yukarıda da dile getirildiği gibi en vahim konu, farklı yaş ve farklı donanımdaki öğrencilerin aynı sınıfa sokulması. Bir, iki yıl okul öncesi eğitim almış öğrenci de o sınıfta olacak, hiç okul yüzü görmeyen de. 66 aylık öğrenci de o sınıfta öğrenim görecek, 80 aylık da. Ve çok çok daha önemlisi, bu sınıfa öğretmen olarak kim girecek? İlköğretim öğretmenleri mi yoksa okul öncesi öğretmenler mi? Hadi sınıflar ayrıldı, peki sonraki sınıflarda ne olacak? Sorunun cevabını ben size söyleyeyim: Daha eğitim hayatının en başında yüz binlerce çocuk, okula, eğitime, öğretmene, ailesine her şeye isyan edecek, küsecek ve içine kapanacak. Ve yıllar boyu bu böyle devam edecek...
Eğer, çocuklar zerre kadar düşünülüyor olsaydı, böylesi bir dayatmanın içerisine girilmezdi.
Daha da enteresanı, yıllardır katsayı dayatmasından şikâyet edenlerin, bir başka dayatmayla aynı noktaya gelmeleri. Birileri gençlerin geleceğini çaldı, diğerleri de çocuklarınkini çalmak üzere!..
Yöneticilerin durumu?
Peki, okullarda durum ne? Okullardaki yeni yapılanma nasıl? İşte okullardaki tablo:
“4+4+4 eğitim sisteminden sonra mevcut idarecilerin durumu ne olacak? İdarecilikte okullara görevlendirme yapılırken, branş ayrımı yapılacak mı? Yeni açılan anaokulları, bağımsız ortaokullar, imam hatip okulları vs. türünden okullara yönetici ataması yapılırken kimler başvuruda bulunabilecekler? Bu yaz ayında 2011 sınavında alınmış olan sınav puanlarıyla yönetici ataması yapılması planlanıyor mu? Akıllarda pek çok soru işaretleri var ve bakanlık hiçbir konuda net bir açıklama yapmıyor. Bu durum biz beklenti içerisinde olan öğretmenleri daha da zor duruma düşürüyor...”
“Az çalışmaya” tepki
700 bin öğretmenin, onlar az çalışıp, çok tatil yapıyorlar, üstelik iyi de maaş alıyorlar yönündeki sözlere kırgınlıkları henüz geçmiş değil. Ve işte cevapları:
“Sonuç ne mi olur? Sonuç şu olur: Öğretmen arkadaşlar aynen şunu söylüyor: ‘Bundan sonra sınav yaptığımda, bu sınavları derste okuyacağım, veli ile mi görüşeceğim, dersi bırakıp, veli ile görüşeceğim’ diyor. Vahamete bakın! Kim suçlu? Öğretmen mi, yoksa ‘Onlar haftada 15 saat çalışıyor’ diyenler mi?..”
Çok konuşmak bazen çok baş ağrıtıyor. Siyasetçiler, keşke daha az konuşsalar. Hele hele eğitim gibi fazlasıyla fedakârlık gerektiren bir konuda.
Bu konuda kendilerine de büyük haksızlık yapılıyor. Örneğin milletvekilleri ne yapıyor ki, diyen çok fazla insan var. Ama biliyoruz ki, işini hakkıyla yapan siyasetçilerin başlarını kaşıyacak vakitleri bile yok...
Özetin özeti: Çocuklarımızın geleceği için, 4+4+4’e yönelik tüm tartışmaları dünde bırakıp, bir kez daha gözden geçirelim!..
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.