"28 Şubat ruhunu hortlatan rektör görevden derhal alınmalıdır"
Göreve geldiği günden beri alan dışı atamalardan mobbinge ve çalışma huzurunu bozan pratiklere kadar birçok keyfi uygulamanın odağında olan Batman Üniversitesi Rektörü Aydın Durmuş yeni bir skandala daha imza atmıştır.
Göreve geldiği günden beri alan dışı atamalardan mobbinge ve çalışma huzurunu bozan pratiklere kadar birçok keyfi uygulamanın odağında olan Batman Üniversitesi Rektörü Aydın Durmuş yeni bir skandala daha imza atmıştır.
Rektör Durmuş imzasıyla üniversitenin İslami İlimler Fakültesi’ne gönderilen yazıda, “...tamamıyla kapalı, pardösülü?, peçeli ve gözlüklü vaziyette bayan olduğu net olarak anlaşılamayan öğrencilere çok sayıda kişilerin şahit olduğu ve bu durumun endişe ve tedirginliğe yol açtığı...” iddialarıyla dekanlıktan öğrenciler hakkında ‘Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ kapsamında işlem yapılmasının talep edildiği görülmüştür.
28 Şubat ruhunun hortladığı bu yazıda “tamamen kapalı, pardösülü, peçeli, gözlüklü” olanlar olağan şüpheli ilan edilmiştir. Rektör, kız öğrencilerin kılık ve kıyafetinden kaynaklı olarak bugüne kadar ne tür tehlike arz eden durumların yaşandığını, hangi kesimlerin endişe ve tedirginlik duyduğunu, bu açıklamayla hangi merkezlerin ve kimlerin hassasiyetlerini merkeze aldığını izah etmelidir.
Öğrencilerin tanınmamasını güvenlik gerekçesi olarak sunan rektör iyi bilmelidir ki, biz bu mantığı çok iyi tanıyoruz. Bu mantığın siyam ikizi olan kafa, 20 yıl önce de benzer iddialarla darbeye gerekçe üretmeye kalkışmıştı.
Rektör Aydın Durmuş, 28 Şubat ruhuna selam çakan bu meşum olayın ortaya çıkmasının ardından geri adım atıp özür dilemek yerine yeni skandallara imza atmıştır. İlk olarak, İslami İlimler Fakültesi Dekanlığı’na gönderilen yazının ortaya çıkmasından sorumlu tuttuğu üyemiz Yrd Doçent Dr. Davut Okçu’yu açığa almıştır. Yaptığı hukuksuzluklara sessiz kalmayan kişileri açığa almak için bu tür fırsatlar kollayan anlayış üniversite yönetmeye muktedir değildir.
İkinci skandal ise, Durmuş’un hukuksuz talimatıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamadır. Durmuş, adeta şecaat arz ederken sirkatini söylediği açıklamasında şunları ifade etmektedir: “Üniversite öğrencilerini yanlış bilgilendirerek kışkırtmak, bataklığın içine çekmek, öğrenci eylemleri başlatmak için asılsız bilgiler ifşa ederek, üniversitenin ve dolayısıyla ülkenin huzurunu bozmak, öğrencileri ve vatandaşları devlete ve hükümete karşı ayaklandırmak üzere bir tezgâh kurgulanmış ve FETÖ metodu ile düğmeye basılmıştır. Üniversitemiz Rektörünü suçlu göstererek, dolayısıyla Rektörü atayan İslam âleminin birliği ve dirliği için durmadan çalışan Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı bu atamalara gölge düşürmek için algı operasyonları yapılmış ve üniversitemiz tipik FETÖ tuzağıyla karşı karşıya kalmıştır.”
Durmuş’un, dekanlığa gönderdiği resmi yazının basında yer almasını “asılsız bilgiler ifşa etmek” olarak adlandırması adeta kendi yazısındaki iddiaların asılsızlığını ifşa etmektir.
Öte yandan, bu hukuksuz uygulamaya gösterilen haklı tepkileri ve söz konusu talimatın toplumsal hafızada 28 Şubat ile özdeşleşmesini “devlete, hükümete karşı ayaklanma” retoriği ile acemice savuşturmaya çalışmaktadır.
Durmuş’un açıklamasında göze batan diğer bir skandal ifade ise, yaptığı yanlışların eleştirilmesini engellemek için Cumhurbaşkanımızın ismini kullanmasıdır. Herkesin konunun özüne ilişkin bir açıklama beklediği Durmuş, 28 Şubatçı tutumunu adeta Cumhurbaşkanının talimatıymış gibi göstermeye kalkışmaktadır. Dahası, rektör, suçluluk psikolojisiyle, bu kararını eleştirenleri FETÖ’cülük, devlete karşı ayaklanma gibi akla ziyan suçlamalara muhatap kılmaya çalışmaktadır. “Özrü kabahatinden büyük” dedirtecek cinsten olan açıklamaya bakınca, sanırsınız ki rektör, pardösü giyen ve peçe takanları ayıklayarak İslam âleminin birliği ve dirliği için mücadele etmektedir.
Konumuna göre pozisyon alanlar iyi bilmeli ki, pusulası vicdan olmayan her karar ve uygulama kamu vicdanına çarparak kendilerine geri dönecektir. Konumlarını zırh edinerek hukuku çiğnemeye çalışanların derisi kalın olabilir lakin zırhları incedir.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak, 12 milyon 300 bin imza ile 28 Şubat artığı yasakların sadece kalkmasını değil, bir daha hortlamamak üzere tamamen yok olmasını hedefledik. Bugün de 28 Şubat artığı böyle bir talimata sessiz kalmamız beklenemez. Hiçbir makul gerekçesi olmayan söz konusu talimat, tesettüre karşı açık bir rahatsızlığın ifadesidir.
YÖK de konunun hassasiyetini ve önemini dikkate alarak inceleme başlatmış bulunmaktadır. Batman Üniversitesi’nde bugüne kadarki tasarruflarıyla o makama layık olmadığını gösteren Durmuş derhal istifa etmelidir. İstifa etmezse, YÖK, işin vahameti ve ülkenin selameti açısından rektörü bir an önce görevden almalıdır. Milletimizin yeni bir yasakçı anlayışın hortlatılmasına asla ama asla tahammülü yoktur. Lokal de olsa, böylesi yasaklara geçit vermeyeceğimizi buradan açıkça ilan ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.