2006 Müdür Yrd. Sınavına Girenler Dikkat

2006 Müdür Yrd. Sınavına Girenler Dikkat

2006 mağdurları için dilekçe örneği (Toplu iptal yapan yada yapacak idarelere karşı)



…………………….İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

ANKARA


Yürütmenin durdurulması ve tazminat istemlidir.


DAVACI : ………………….. T.C. No: ………………………

…………………….adresi …………../ ANKARA.

DAVALI : Ankara Valiliği. ………… / ANKARA.

DAVA KONUSU : …………. tarih ve …… sayılı idari işlemin(kararnamenin tarih ve sayısı) yürütmesinin durdurulması ve iptali ile işlemin doğurduğu zararların tazmini(kişisel haklarımın muhtel olmasından dolayı 1100 YTL) isteminden ibarettir.

SÜRE : Davaya konu olan idari işlem …….. tarihinde tarafıma tebliğ edildiğinden, davamız süresinde açılmaktadır.


OLAYLAR:

Milli Eğitim Bakanlığı 30.06.2006 tarihinde Eğitim Kurumlarına Müdürlük İçin Düzey Belirleme ve Müdür Yardımcılığı İçin Seçme Sınavı yapmıştır;yapılan bu sınavdan……. puan alarak başarılı oldum.Ankara Valiliğinin ……. tarihinde yaptığı duyuruya binaen…………… okullarına müdür yardımcısı olarak atanmak için başvuru yaptım. …………tarih ve …………..sayılı kararname ile ……………….okuluna müdür yardımcısı olarak atandım.Yapılan bu atamamı Ankara Valiliği ………………tarih ve ………..sayılı kararname ile iptal etmiştir.


Oysa 24.04.2008 tarih ve 26856 sayılı Resmi Gazetede Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği yayımlanmıştır. Bu yönetmelikte

“Müdür yardımcılığı sınavını kazananların durumu

GEÇİCİ MADDE 2 – (1) 11/01/2004 tarihli ve 25343 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümlerine göre, müdür yardımcılığı için yapılan seçme sınavını kazanan adaylar, sınavların geçerlik süresi ile sınırlı olmak kaydıyla bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde müdür yardımcılığına atanmak üzere başvurmaları halinde kendi aralarındaki sınav puanı üstünlüğüne göre öncelikle atanırlar.” ve


“Atama yetkisi

MADDE 10 – (1) Bu Yönetmelik kapsamındaki eğitim kurumlarının her kademedeki yöneticileri valiliklerce atanır. “ hükümlerine yer verilmiştir.


Bende bu maddelere göre yani sınavla kazandığım puan üstünlüğüne göre …….. tarihinde Ankara Valiliğinin ……. tarih ve ……. sayılı yazısıyla …………….. okuluna müdür yardımcısı olarak atandım. Daha sonra Ankara Valiliği Ankara 1.İdare Mahkemesinin 2008/1317 esas sayılı kararıyla Yaşar ARSLAN adlı öğretmenin yapmış olduğu itiraza yürütmeyi durdurma kararı vermesini fırsat bilmiş yargı kararını olduğu gibi uygulamak yerine, kararı genişleterek uygulamış; hakkı olmadığı halde Ankara ilinde yapılmış olan tüm atamaları İPTAL etmiştir. Mahkeme kararı ile hiç ilgim olmadığı halde davalı idare tarafından atamam iptal edilerek mağdur edildim. Bu bir fırsatçılıktır, ben yaptım oldu anlayışıdır.

Burada yapılan işlem kişisel başvurunun reddi olduğundan kişi yapılan bu işlemin iptalini istemiş ve yürütmeyi durdurma kararı almıştır. Bunun sonucunda toplu iptal yapmak olanaksızdır ve hukuk dışıdır. Çünkü sınavla müdür yardımcılığı görevine atanan öğretmenlerin atanmasını düzenleyen yönetmelik maddelerine Danıştay'ca verilen bir iptal ya da yürütmeyi durdurma kararı yoktur. İdari işlemlerin sonucu da kişileri bağlayacağından idare sadece kişisel işlemi düzeltme yoluna gitmelidir.

İdare bunu fırsata çevirmiştir. İdare sınavla mülakatsız bir şekilde objektif olarak atanan bizleri istememektedir. Çünkü ilgili idarenin bu konuda ki sicili bozuktur. Şöyle ki:

Mili Eğitim Bakanlığının 2003 yılından günümüze kadar çıkardığı tüm yönetmelikler hukuksuz olduklarından dolayı mahkemelerce iptal edilmiştir. Bu anlayış eğitim sistemimizde içinden çıkılmaz sorunlara neden olmuş gerçek hak sahiplerini mesleklerinden soğutma derecesine kadar getirmiştir. Böyle olmasına karşın Mili Eğitim Bakanlığı ısrarla mahkeme kararlarına uymamakta ve kariyer, liyakat, objektiflik ilkelerinden uzak öznel değerlendirmelere yer veren yönetmelikler çıkarmaya devam etmektedir. Aleyhinde verilen mahkeme kararlarını uygulamak zorunda kaldığı için; istemeyerek yaptığı atamalardan da bir şekilde rövanş alarak hukuksuz tavrını devam ettirmek istemektedir. Maalesef bu durum gün geçtikçe eğitim sistemimizi bozmakta; gelecek kuşakların yetiştirilmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum her şeyden önce aydınlık Türkiye'mizin geleceğine vurulan darbedir.

Mili Eğitim Bakanlığı'nın Yönetici Atama Konusunda Çıkarmış Olduğu Yönetmeliklerin ve Yaptığı Uygulamaların Serüveni Şu Şekilde Olmuştur:

Yıl 2004:

11.01.2004 tarih ve 25343 sayılı resmi gazetede Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği yayımlanmış; ilgili bakanlık 02.12.2004 tarihinde yönetmeliğin bazı maddelerinde değişiklik yoluna gitmiştir. Bu yönetmeliğin bazı maddeleri Danıştay 2. Dairesi tarafından iptal edilmiştir.

Yıl 2005:

04.08.2005 tarihinde Mili Eğitim Bakanlığı bütün yönetici atama işlemlerini durdurmuş;02.09.2005 tarihinde durdurulan atamaların yapılması için Mili Eğitim Bakanlığı alt birimlerine talimat vermiş akabinde 05.09.2005 tarihinde Mili Eğitim Bakanlığı yönetici atama işlemlerini yeniden durdurmuştur.


Yıl 2006:

04.03.2006 tarih ve 26098 sayılı resmi gazetede Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik yapılmış bu değişiklik 11.07.2006 tarihinde Danıştay İkinci Daire tarafından kısmen durdurulmuş;24.08.2006 tarihinde Danıştay İkinci Daire tarafından tekrar bir durdurma kararı verilmiştir.


Yıl 2007:

13.04.2007 tarih ve 26492 sayılı resmi gazetede Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yönetici Atama Yönetmeliği yayımlanmış ülkemizin en hukuksuz ve “ben yaptım oldu” anlayışıyla hazırlanan yönetmeliği Mayıs 2007 de Danıştay İkinci Daire tarafından durdurulmuştur.(30/04/2007 tarih ve 2007/1198 esas sayılı kararı) Kamuoyunun bu karardan sonra hukuka ve bağımsız mahkemelere güveni tazelenmiş biz eğitimcilerin iş motivasyonları artmıştır.

Yıl 2008:

24/04/2008 tarihli ve 26856 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliğinin ekinde yer alan Ek–2 Yönetici Değerlendirme Formunun yürütmesi Danıştay İkinci Dairesinin 21/07/2008 tarih ve Esas No:2008/3799 ile Esas No: 2008/4155 sayılı kararlarıyla durdurulmuş; davalı bakanlık Danıştay'ın yürütme durdurma kararından sonra Ek–2 yi(Yönetici değerlendirme Formu) değiştirmiştir. İlgili değişiklik 15.10.2008 tarih ve 27025 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir.İlgili Ek–2 formunun da hukuksuz olduğu gerekçesi ve iptali istemiyle açılan davalar sürmektedir.

Yukarıda izah etmeye çalıştığımız şekilden de görüldüğü gibi bakanlık eğitimi bir yapboz tahtasına çevirmiş eğitimi değil kadrolaşmayı gaye edinerek eğitime ve dolayısıyla da Türkiye'mizin aydınlık geleceğine darbe vurmuştur. Maalesef halende vurmaktadır. Anladığımız kadarıyla bu gayesinde de ısrar edecek gibi gözükmektedir. Buna engel olabilecek yegâne güç ise sayın mahkemenizdir. Ankara Valiliği de bakanlığın yolunda hızla ilerlemekte eğitimi, öğrencileri, aileleri ve biz eğitimcileri mağdur etmektedir. Bunun içinde her fırsatı değerlendirmektedir.

Ankara Valiliği daha önce(13/04/2007 tarihli yönetmelikle) 1 gecede sessiz sedasız yapmış olduğu atamaların(Danıştay 2. Dairesinin 27/08/2007 tarih ve 2007/2076 sayılı kararlarıyla toplu iptal ettiği) rövanşını almak için biz sınavla objektif şekilde atanan insanları mağdur etmektedir. Sınavla yapılan atamaları hiçbir zaman istememiştir son idari eylemi de bunu açıkça kanıtlamıştır. Görüldüğü gibi bireysel mahkeme kararına karşın kişisel işlemi düzelteceğine bunu bir fırsata çevirerek yangından mal kaçırırcasına yetkisinde yokken bir mahkeme gibi davranarak toplu iptal işlemi gerçekleştirmiştir. Kısacası yargılamış, hüküm vermiş hem de uygulamıştır.

Davalı idare, eğitim kurumu yöneticilerini seçerken, Danıştay İkinci Dairesi'nin “sınav yapılmasının objektif değerlendirmenin ön koşulu” olduğuna ilişkin ve ayrıca “Kamu hizmetinin etkin ve süratli bir şekilde yürütülmesinin sağlanması amacıyla, liyakatin; kriterleri objektif olarak belirlenmiş bir yazılı sınavla saptanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır” görüşünü ve yerleşik Danıştay içtihatlarını hiçbir zaman benimsememiş benimsemekte istememiştir. O yüzden Ankara 1. İdare Mahkemesinin 31/10/2008 tarih ve 2008/1317 esas sayılı kararıyla Yaşar ARSLAN lehine verdiği yürütmeyi durdurma kararını genele uygulamış ve objektif şekilde atanan tüm sınavlı müdür yardımcılarının atamalarını iptal etmiştir.

Ankara Valiliğinin ya da başka bir il Valiliğinin toplu iptal yapma HAKKI BULUNMAMAKTADIR. Bu hak ancak ve ancak bağımsız mahkemelerindir. İdareler mahkeme kararlarını daraltmadan ya da genişletmeden olduğu gibi uygulamak zorundadırlar. Çünkü idareler karar verici değil uygulayıcıdır. Kararları genişletme ya da daraltma yetkileri olmamakla beraber ancak ve ancak mahkeme kararlarını olduğu gibi uygulamakla mükelleftirler.

Yukarıda belirtildiği gibi Ankara 1. İdare Mahkemesine yapılan bireysel başvuruya neden olan genel düzenleyici işlem maddesini(Milli Eğitim Bakanlığının 25/06/2008 tarih ve 2008/50 sayılı genelgesi) bir sendika Danıştay 2. Dairesine taşımış Danıştay'ın ilgili dairesi sendikanın isteğini 10/11/2008 tarih ve 2008/6011 esas sayılı kararıyla reddederek yürütmeyi durdurma kararı vermemiştir. Ama bahsettiğimiz gibi Ankara Valiliği kendini mahkemelerin üstünde görmüş ve kendi kendine yargılama yaparak suçu olmayan insanların atamasını İPTAL yoluna gitmiştir. Kısacası hukuk dışı davranmıştır. İdarenin yapacağı; mahkemeden alınan karar neticesinde bireysel hakkı iade etmek olmalıydı. Valilik toplu iptal yolunu seçmektedir çünkü Danıştay'ın toplu iptal yaptığı 13/04/2007 tarihindeki yönetmelikte olduğu gibi bizlerin yerine hukuk dışı atama yapmak istemekte; o günlerin geri gelmesini beklemektedir.

Şuan da idarenin bu iptal eylemi ile mağdur olmuş; manen yıpranmışımdır. Kaç yıldır sınav kazandığım halde atama beklemekteyim.(Sınava girmek ve kazanmak ödül olacağına maalesef bir ceza halini almıştır. Suçum sınav kazanarak atanmak mıdır?)Müdür yardımcılığı görevine de hukuka uygun olarak atanmış durumdayım. Çünkü atamama neden olan yönetmelik maddesine verilen bir iptal kararı yoktur(yukarıda bahsedilen Geçici Madde–2).Aksine; Danıştay tüm kararlarıyla sınav uygulamasını desteklemektedir. Atamamın hukuksuz bir şekilde iptal edilmesi sonucunda toplum ve öğrencilerimin karşısında manevi yönden rencide olarak ne duruma düştüğüm sayın mahkemenizin takdiridir. Çünkü iptal edilen atamam yüzünden toplum ve öğrencilerim gözünde kötü duruma düştüm. Sanki müdür yardımcılığını hileyle ve haksız olarak elde etmiş durumuna düşürüldüm. Bunun düşünülmemesi de imkânsızdır. Beni bu duruma Ankara Valiliğinin hukuksuz uygulaması sokmuştur. Beni manen yıpratmıştır. Sayın mahkemeye şunu sormak isterim bizim gibi halk arasındaki deyimle arkasında siyasi dayısı olmayanlar nasıl olacakta görevde yükselecektir? Görüldüğü gibi hukuka uygun tek yol sınavla yapılan objektif atamalardır. Fakat anlaşılacağı üzere oda ilk fırsatta kötü niyetle iptal edilmek istenmektedir. Bu işlemin tarafıma ve aileme verdiği manevi zarar muhakkaktır. Evimin taşınma işlemleri ve madden yıpranmalarım cabasıdır. O yüzden davalı idareden tazmin için 1100 YTL istemekteyim.

Danıştay 5. Dairesi 3 Haziran 2006 tarihli kararında

“Bir kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında, hukuk kurallarına ve yargı kararlarına uyulmaması, hizmeti yürüten idarenin ağır hizmet kusuru işlediğini gösterir ve tazmin sorumluluğunu doğurur. Anayasanın 129. maddesinin 5. fıkrasında, 'Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir' kuralı öngörülmüş bulunmaktadır. “Kendilerine rücu edilmek kaydıyla” ibaresinin, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlar nedeniyle idareye karşı açılan davalarda tazminata hükmedilmesi halinde, idarenin ödemek zorunda kaldığı tazminatı, yasal yollara başvurarak ilgili kamu görevlisinden tahsil etmeyi ifade ettiğinde kuşkuya yer bulunmamaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda da (657/13) Devletçe ödenen tazminatların rücu edilmesi hükmüne yer verilmiştir. Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare bir zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından ödenmesi temel bir kuraldır.

Anayasa, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile rücuyla ilgili genel kurallar göz önünde tutulduğunda, zarara uğradığı yargı kararıyla saptanan kişiye Devlet tarafından tazminat ödendikten sonra sorumlu personele rücu edilmesinin, Hukuk Devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinin bir gereği olduğu ortaya çıkmaktadır. Rücu kurumunun işletilmesi, yargı kararının uygulanmaması ya da etkisiz bırakılması gibi hukuka aykırı eylem ve işlemlerden titizlikle kaçınılmasını amaçlar. Kamu görevlilerinin hukuka aykırı eylem ve işlemlerinden ve kendi kusurlarından doğan zararı toplum ödemek zorunda değildir.” demektedir.

İlgili karara istinaden tarafıma uygulanan haysiyet kırıcı işlemlerden dolayı kazanacağım tazminatında sorumlu amire…………… ya(kararnamede imzası bulunan en üst amir yazılacak ) rücu edilmesine karar verilmesini istemekteyim.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMİMİZİN GEREKÇESİ:

Görüldüğü gibi dava konusu işlemde ileri sürdüğümüz hukuka aykırılıklar çok açıktır, ilk bakışta görülmektedir. Bilindiği gibi, davalı idare; idari yargı kararlarına uymamayı, oldubitti yaratmayı siyasal kadrolaşma amacının gereği saymaktadır. Eğitim kurumu yöneticiliğinde halen yaşanan kargaşanın temelinde bu vardır. Bu davamızda kısa sürede yürütmenin durdurulması kararı verilmez ise aynı kargaşa yinelenecek, telafisi çok zor zararlar oluşacaktır. İdari Yargılama Kanununun(2577–27 İYUK) öngördüğü koşullar birlikte oluşmuştur. O nedenle olası iptal kararınızdan önce yürütmenin durdurulmasını da talep etmekteyiz. Çünkü daha öncede belirttiğimiz gibi Ankara Valiliğinin ya da başka bir il Valiliğinin toplu iptal yapma HAKKI BULUNMAMAKTADIR. Bu hak ancak ve ancak bağımsız mahkemelerindir. İdareler mahkeme kararlarını olduğu gibi uygulamak zorundadırlar. Çünkü idareler karar verici değil uygulayıcıdır. Kararları genişletme ya da daraltma yetkileri olmamakla beraber ancak ve ancak mahkeme kararlarını olduğu gibi uygulamakla mükelleftirler.

DELİLLER :

1. 24/04/2008 tarihli ve 26856 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği

2. Danıştay İkinci Dairesi'nin 10/11/2008 tarih ve 2008/6011 esas sayılı kararları ve ilgili öteki kararları

3. Ankara 1.İdare Mahkemesinin 31/10/2008 tarih ve 2008/1317 esas sayılı kararı

4. Sınav Sonuç Belgesi

5. Her türlü yasal delil


HUKUKSAL NEDENLER :

1. İdari Yargılama Usulü Kanunu

2. Devlet Memurları Kanunu

3. Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun

4. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu

5. Dilekçemizde sözü edilen idari yargı kararları

6. İlgili öteki yasal düzenlemeler


SONUÇ VE İSTEM :

Açıkladığımız ve Mahkemenizin kendiliğinden gözeteceği diğer gerektirici nedenlerle, dava konusu ……… tarihli ……… sayılı işlemin yürütmesinin durdurulması ve sonrasında iptali ile yargılama giderlerinin davalı idareden alınmasına ayrıca manen uğradığım zararın tazminine ve sorumlulara rücu edilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla.25.12.2008


Ekler:

1. Danıştay İkinci Dairesi'nin 10/11/2008 tarih ve 2008/6011 esas sayılı kararları

2. Ankara 1.İdare Mahkemesinin 31/10/2008 tarih ve 2008/1317 esas sayılı kararı

3. …….. tarih ve ………….sayılı atama iptal yazısı

4. Milli Eğitim Bakanlığının 25/06/2008 tarih ve 2008/50 sayılı genelgesi

5. Sınav Sonuç Belgesi


(İmza)

Davacı


Hazırlayan:Manas Kağan

www.memurlar.biz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum