Hunza Türkleri Hun Türklerinden geliyor. Pakistan ve Hindistan sınırında yaşayan bu insanların çok ilginç bir özelliği var...
Tamamen Müslüman olan Hunza Türkleri ortalama 110 ile 120 yıl yaşıyor. Burada 65 yaş yolun yarısı sayılıyor...
Kadınlar 65-70 yaş arasında anne oluyor. 100 yaşında ölenlere genç öldü deniliyor. Hunza Türklerinin çok ilginç bir yanı da burada hiç kanser vakasının yaşanmaması...
Bu Türkler kansere yakalanmadıkları gibi sık rastlanan diğer rahatsızlıklara da uğramıyorlar.
Bunun nedeni denizden 6 bin metre yükseklikte çok yüksek oksijeni olan bir bölgede bulunmaları. Buz gibi temiz su içip kendi ekip biçtiklerini yemeleri..
Hunza Türkleri'nin et ve baharatlı yemekleri çok ünlü ve Sadece kendi ürettikleri sebze ve meyveleri tüketiyorlar.
HUNZA TÜRKLERİ Hunzalar Çin ve Afganistan sınırında Pakistan Keşmirinin kuzeyinde Tanrı Dağları, Himalayaların batı uzantısı olan Karakurum Sıradağları, Hindukuş dağlarının kesiştiği 160 km uzunluğunda, 1.6 km genişliğindeki Hunza Vadisinde yaşıyan bir halk. Hunzalar Çin ve Afganistan sınırında Pakistan Keşmirinin kuzeyinde Tanrı Dağları, Himalayaların batı uzantısı olan Karakurum Sıradağları, Hindukuş dağlarının kesiştiği 160 km uzunluğunda, 1.6 km genişliğindeki Hunza Vadisinde yaşıyan bir halk.
Aslında komşu oldukları Çin değil, günümüz Çin devletinin sınırları içerisinde Uygurların yaşadığı Doğu Türkistan.
Hunzalar kendilerine Hunzakut diyorlar. Konuştukları dil olan Buruşo yüzünden onlara Bruşolar diyenler de var.
Hunza Bruşo dilinde “ok” anlamına geliyor.
Hunza Vadisi 7900 kilometre karelik bir alan. Kuzey doğusunda Doğu Türkistan, Kuzey Batısında Pamir Dağları yer alıyor.
Etrafında 6000 ile 7788 m. ye kadar yükseklikte muhteşem görünümlü zirveler var.
Turistler buralara fotoğraf çekmeye ve uzun yürüyüşler yapmaya geliyor.
Hunza Vadisinden Hunza Nehri akıyor. Dağlardaki buzullar nehrin ve insanların su kaynağı.
Dil
Bu dili Kafkas kökenli dillerle bağdaştıranlar var. Şimdilerde Urdu dilini de konuşuyorlar.
Tarih
Eskiden Sincan-Keşmir arasında gidip gelen kervanlara sarp geçitlerde baskın yaparak, mallarını çalarak, gerektiğinde adam öldürerek geçimlerini sağlarlarmış. Ancak komşu halkların sert tepkileri üzerine 1860 da onlara söz vererek bundan vazgeçmek zorunda kalmışlar.
Bağımsız yönetim 1870 de İngiliz askerleri gelmesiyle kesintiye uğradı. Hunzalar İngilizler gittikten sonra tekrar bağımsız oldular.
Ancak Mirlik 1974 de Pakistan tarafından ilga edildi (ortadan kaldırıldı) ve Hunzakutlar tamamen Pakistan yasalarına tabi oldular.
Çin’in Sincan Uygur bölgesindeki Kaşgar şehrini Pakistan’ın Pencap eyaletindeki Hasan Abdal şehrine bağlayan, Gilgit ve Hunza vadisinden geçenKarakurum Karayolunun 1979 da tamamlanması ve 1986 da turizme açılmasıyla Hunza vadisine erişim kolaylaşmıştır.
Zor şartlarda yapılan yolun inşaatında ölen işçi sayısı 1010. Günümüzde Hunzakutların vadideki yerleşim yerleri olan Ganiş köyü, Aliabad ve Kerimabad ile Gilgit arasında otobüs ve minibüsler işlemektedir. Gilgit’teki havaalanına iç hat seferleri yapılmaktadır. Tarlalar veraset yoluyla bölündüğü ve vadi artan nüfusu besleyemediğinden genç Hunzakutlar artık gurbette çalışmakta ve ailelerine para göndermekteler.
Dinleri ve kadınları
Hunzalıların oralara kısa süreli gelenlere anlattıklarına göre kadınların başları açık, dışarı çıkmakta ve gezmekte serbestler, evleriyle ilgili kararlarda kocalarıyla aynı oranda söz sahibiler.
Ebeveynler eş adayını Hunza aşiretlerden birinden seçiyor (akraba evliliği kesinlikle yasak) ancak çocuğun bu seçimi kabul etmeme hakkı var. Boşanma olayı çok nadir.
Geçmişte durum nasıldı bilemeyiz. Kadınlarının başları açık gezdikleri iddialarına karşın fotoğraflar ve gidenler pek de öyle demiyor.
Günümüz Pakistan’ında Müslüman kadınların başı açık gezmeleri mümkün değil. Gerçekte yakın çevreden kız aldıklarına da bakılırsa bütün bu iddialar Avrupalı kökenli olduklarını vurgulamak için ortaya atılmış olmalı.
Hunzakutların en büyük özellikleri dış dünyanın dikkatini çekmek için fırsat bulduklarında sansasyonel, abartılı tanıtımlara ve gösterilere başvurmaları.Bunlardan biri de, Büyük İskender’in 2 bin 300 yıl önceki seferde orada kalan askerlerinin torunları olduklarını iddia etmeleri.
Kanıt olarak da çevre halkı Peştunlara göre beyaz tenlerini, farklı dil ve kültürlerini gösteriyorlar. Ancak Türkler de Pakistanlılara göre beyaz tenli, dil ve kültürleri farklı, kaldı ki Hunzaların yaşadıkları ülke olan Pakistan’ın resmi dili Urdu bir zamanlar o topraklara hükmetmiş olan Türk Hükümdarı Gazneli Mahmut’un ordusunun dili.
Makedonyalı Büyük İskender’in torunları olduklarını iddia eden Hunza Prensi Gazanfar Ali Han ve Prensesi Rani Atikan 2008 yılında anavatanları olduğunu iddia ettikleri Makedonya’ya yaptıkları ziyarette Makedonya Başbakanı Gruevski tarafından Büyük İskender’in askerleri şeklinde giyinmiş şeref kıtası ile karşılandılar.
Yunanistan ile isim sorunu yüzünden Atina’nın NATO ve AB üyeliğine ambargo uyguladığı 2 milyon nüfuslu Makedonya, Hunzaların iddialarına ve ziyaretine mal bulmuş mağribi gibi atlamışlardı. Ancak bütün bunlar, diğer bölümlerde de açıkladığımız gibi, maksatlı ve “show” amaçlı.
Hunzaların genleri
Hunzakutlar üzerinde yapılan gen araştırmaları bulguları : - % 25,8 sıklıkta R1a1a haplogrubu M17 markeri. Keşmir, Özbekistan, Güney Asya, Doğu Türkistan (Uygur), Orta Asya, Karadenizin Kuzeyi, Macaristan’da, İdil/Ural bölgesinde Kıpçak Bozkırlarındayoğun olarak, Sibirya ve Eski Yugoslayva‘nın Makedonya dışındaki bölgelerinde daha az yoğunlukta rastlanmıştır
Hunzaların gerçek kökeni
Hunza’daki “Hun” öneki onların kökeninin Hunlara dayandığının göstergesi olabilir. Bir tarafta Hunza, Buroşo dilinde “OK” demek, diğer tarafta Türklerin en büyük boyları Oğuz’un aslı “OK UZ”. Türk boyları ve Türklerle genetik bağları var.
Yörede genetikçilerden başka araştırma yapan Batılı antropologlara göre biyolojik özellikleri, toplumsal ve kültürel yönleri açısından Hunzakutlar Kafkasya orijinliler (Beyaz ve kumral Batı ve Doğu Avrupalılar, Kafkaslar dahil).
Bütün bunlar ve Hunzakutların tenleri, dilleri ve kültürlerinin yöre halklarından farkılı olmasının sebebinin Grek değil Türk orijinli olmalarına işaret ediyor.
Bu ve bağlantılı sayfalarımızda anlattığımız gibi Türkler dünyaya yayılmışlar, Amerikaya bile gitmişler, Avrupa halkları avcı-toplayıcı topluluklarken Türkler Orta Asya, Kafkaslar ve Anadolu’dan gelip onlara çiftçilik öğretmişler.
Onların atası olmuşlar. Hint yarımadası halkının kökeni de Ön Türkler. Aslında bunları biz söylemiyoruz. Yazımızda kanyaklarını verdiğimiz batılı genobilimciler söylüyor. Hepsi linkini verdiğimiz yazımızda.
Sonuçta veriler ana dillerinin bilinen hiçbir dil ile benzerlik taşımaması nedeniyle Hunlar ve Uygurlar ile yakın akraba olmalarından ziyade atalarının bütün Türklerin ortak ataları olan Ön Türkler olduğunu, zamanla erkeklerin yakın çevreden kız almalarıyla yöre halkıyla da karıştıklarını gösteriyor.
Brumhanik, Konya’da yapılan ve sacda pişirilen şebit benzeri yukfa üzerine keçi sütünden elde edilmiş ve keçi tulumunda muhafaza edilmiş yağ dökülerek yenen bir Hunza yemeği. Bu yağ, yağdan çok peynire benzemekte.